bitbazaar
Koleksiyon Yapanlar,Antika ve Klasik Araba Meraklıları
14 Eylül 2015 Pazartesi
26 Ağustos 2015 Çarşamba
Eskilerden Mekanik Esyalar
26 Haziran 2015 Cuma
Klasik Arabalar (Anadol STC-16)
Filmlere de konu olan zamanında efsane olmuş Anadol modelidir.Ekonomik kriz ile artan petrol fiyatlarının kurbanı olup kısa sürede üretim bandından inmiş olan yerli spor otomobilimizdir.Türkiye yollarında görebildiyseniz oldukça şanslısınızdır.Zira eski oturduğumuz sitede Anadol meraklısı komşumuzun Anadol'larından biri STC-16 idi.Şimdi Vikipedi ile genel bir bakış...
Anadol STC-16, ilk prototipi 1972'de geliştirilen ve sadece 1973 ve 1975 yılları arasında üretilen bir Anadol modeli. STC-16 Eralp Noyan tarafından tasarlandı. Böylece 1961’de tasarlanan Devrim'den sonra, Türkiye'de tasarlanarak üretilen ve seri üretimi gerçekleşen ilk otomobil ve ilk Türk yapımı spor otomobil ünvanını aldı.
Tarihçe
Yürüyen aksam
Anadol STC-16, ilk prototipi 1972'de geliştirilen ve sadece 1973 ve 1975 yılları arasında üretilen bir Anadol modeli. STC-16 Eralp Noyan tarafından tasarlandı. Böylece 1961’de tasarlanan Devrim'den sonra, Türkiye'de tasarlanarak üretilen ve seri üretimi gerçekleşen ilk otomobil ve ilk Türk yapımı spor otomobil ünvanını aldı.
Tarihçe
Tasarım
1971'de Otosan’ın Genel Müdürü olan ve Vehbi Koç’un damadı Erdoğan Gönül, Otosan yönetimini ikna ederek, seri üretime geçilmesi onayını aldı. STC-16 üst gelir seviyesindeki kullanıcıları ve uluslararası rallilerde Anadol markasına prestij sağlamayı hedeflemişti. Belçika’daki Kraliyet Sanat Akademisi (Royal Fine Arts Academy) mezunu olan Eralp Noyan’ın başında olduğu bir ekip tarafından çizilen STC-16, o yıllar gözde spor araba modelleri olan Datsun 240Z, Saab Sonett, Aston Martin, Ginetta & Marcos modellerinden esintiler taşımaktadır. Ancak STC-16 bu modellerden çok ayrı bir hava ve karakter taşır. Eralp Noyan, aracın iç ve dış tasarım karakteristiğini II. Dünya Savaşı’nın en gelişmiş uçağı olan “Supermarine Spitfire”dan esinlenerek çizdiği ifade edilmektedir.
STC-16 üretim bandına A4 kodu ile konmuş, kısaltılmış ve modifiye edilmiş Anadol şasi ve süspansiyon sistemi ile 1600cc’lik FordMexico motoru kullanılmıştır. Şanjman olarak ise yüksek performanslı İngiliz Ford Cortina ve Capri modellerinin şanjmanları kullanıldı. STC-16’nın ön konsol ve gösterge tabloları, o yılların gözde İtalyan ve İngiliz spor arabalarından hiçbir farkı yoktu. Kilometre ve devir saati dışında, o dönemin yeni detaylarından sıfırlanabilen mesafe göstergesi, Lucas ampermetre, Smiths yağ, benzin ve hararet göstergeleri konulmuştu. 11 ay süren proje geliştirme safhası sonunda, test sürüşleri için ilk olarak 3 adet STC-16 prototipi hazırlandı. Test alanları olarak Cengiz Topel havaalanı ile E-5 karayolunun İstanbul-Adapazarı bölümü seçildi. STC-16’nın ilk çarpışma testleri de bu dönemde yapıldı.
Daha sonra STC-16, test sürüşleri için Otosan Üretim Müdürü Nihat Atasagun tarafından İngiltere’ye M.I.R.A pistine götürüldü. STC-16 İngiltere’deki deneme sürüşlerinde ve görüldüğü otoban ve caddelerde, bir İngiliz markasının yeni spor modeli sanılarak büyük ilgiyle karşılandı ve dikkat çekti. Taşıdığı “320-E” test plakası nedeniyle birçok yerde durdurularak bu yeni model hakkında bilgi istendi. Bu testler sırasında pek çok İngiliz pilot tarafından denendi, performans, sürüş ve sürüş emniyeti açısından öneriler alındı ve bu öneriler doğrultusunda değişiklikler yapıldı ve sonunda Nisan 1973’te ilk STC-16 üretim bandından inerek show-room'lardaki yerini aldı.
Satış ve sonrası
STC-16 isminin “Sport Turkish Car 1600”ün kısaltması olduğu gibi, bu açılımın aynı zamanda “Sport Touring Coupé 1600” anlamında olduğu da ifade edilmektedir. Gençler ise bu açılımı “Süper Türk Canavarı 1600” olarak benimsemişlerdir.
Ne yazık ki, STC-16 üretimi 1973’teki küresel petrol krizinin yol açtığı ekonomik kriz nedeniyle uzun sürmedi. Benzin fiyatlarındaki aşırı artış ve bir petrol türevi olan fibre-glass maliyetlerindeki artışlar STC-16’nın üretim maliyetlerinin aşırı yükselmesine neden olduğu gibi, bu maliyetlerde yapılacak üretim sonrası satışların sadece yüksek gelir grubuna hitab etmesi ve aracın benzin tüketiminin yüksek olması bu arkadan itişli spor modelin üretim ömrünün çok kısa olmasına neden oldu. O yıllarda, diğer Anadol modellerinin 50.000-55.000 TL olmasına karşılık STC-16 fiyatları 70.000 TL’nin üzerinde idi. Bu nedenle STC-16 müşterileri sadece ralli pilotları, spor araba meraklıları olarak kaldı.
Ancak, STC-16 o dönemin gençleri arasında haklı bir üne kavuştu. Geliştirilmiş ve modifiye edilmiş versiyonları Türkiye ve Dünya rallilerinde birçok yarışa girdi ve kazandı. Ralli için geliştirilen modellerde ağır şasi yerine daha hafif şasi ve 140 HP gücünde modifiye motorlar kullanılmıştır. En bilinen STC-16 pilotları olarak; Renç Koçibey, Demir Bükey,Romolo Marcopoli, İskender Aruoba,Cihat Gürkan, Ali Furgaç, Şevki Gökerman, Serdar Bostancı, Murat Okçuoğlu, Cüneyd Işıngör, Mehmet Becce, Hızır Gürel, Derya Karaköseve Osman Arabacı’yı sayabiliriz.
1973 ve 1975 arasında devam eden STC-16 üretimi sırasında toplam 176 araç üretilmiş olup, bunların büyük bölümü 1973’te üretilmiştir. Renk olarak genelde “Alanya Sarısı” olarak üretilen STC-16’lar bu renkle de özdeşleşmiştir. Az sayıda da olsa; dönemin spor arabalarında kullanılan beyaz şeritli kırmızı veya mavi şeritli beyaz renkli olanları da mevcuttur.
Teknik Veriler
Genel bilgiler
- Model: A4
- Şasi: Tam, Çelik
- Kupa: Monoblok Fiberglas
- Renk: Ford Signal Yellow (Akzo Skala: FEU1022-KL)"Alanya Sarısı"
- Kapı Sayısı:3
- Güç aktarımı: Arkadan İtişli
Karoser ve boyutlar
- Boyutlar:
- Uzunluk: 3980 mm
- Genişlik: 1640 mm
- Yükseklik: 1280 mm
- Dingil aralığı: 228 cm
- İz Açıklığı
- Ön: 1320 mm
- Arka: 1280 mm
- Yerden yükseklik: 162 mm
- Ağırlık: 920 kg (boş)
- Ağırlık Dağılımı:
- Ön: %55
- Arka: %45
- Benzin Deposu: 39 litre
- Direksiyon: Rack & Pinion, tur sayısı 3.34
- Dönüş Çapı: 9 m
Motor bilgileri]
- Motor yeri: Ön aks ortasında
- Motor yerleşimi: Uzunlamasina
- Motor yapısı: Döküm demir, Ford Kent
- Silindir sayısı: Sıralı 4
- Silindir hacmi/per: 399,75 cc
- Subap sayısı: 8
- Soğutma: Su
- Hacim: 1599 cc
- Sıkıştırma oranı: 9:1
- Yakıt sistemi: GPD Karbüratör
- Motor gücü: 68 PS/DIN 5200 RPM de (50 Kw)
- Maksimum tork: 2600 devirde 116.0 Nm (11.8 kgm)
- Maksimum devir: Dakikada 5700
- Spesifik tork: 72,55 Nm/litre
Şanzıman
- Vites sayısı: 4 ileri 1 geri senkromeçli
- Vites oranları:
- 1. Vites 2.972:1
- 2. Vites 2.010:1
- 3. Vites 1,397:1
- 4. Vites 1,000:1
- Geri Vites 3,324:1
Genel performans
- Azami Hız: 174 km/saat (165/80-13 3.77:1 aks oranı ve 6000 devir/dakika ile)
- 0–100 km/saat hızlanma: 15-17 saniye
- Güç ağırlık oranı: 72.83 bhp/ton
- Top Gear Ratio: 1.00
- Final Drive Ratio: 4.13
Yürüyen aksam
- Ön: Bağımsız çift salıncaklı, teleskopik amortisör, helezon yay, 232 mm çaplı dolu disk frenler
- Arka: Düz akisli, teleskopik amortisör, yaprak yay, kampana frenler
- Lastikler: 165/80-13
15 Haziran 2015 Pazartesi
Para Koleksiyonum-1
Görmüş olduğunuz banknotları ilk okul zamanlarımda Kadıköyden almıştım.Pek iyi durumda olmasalar da çoğu 100 yaşından fazla.Açıkçası 15 yıldır bu paraları çekmecemde güvenli bir ortamda saklıyorum.Bugüne kadar hiç sergilemeyi düşünmemiştim ama artık güzel bir dış kaplama ile sergilemek güzel olur diye düşünüyorum.Daha korunaklı hale getirip ileriki nesillere aktarılırlarsa eğer bir değerleri olacaktır.
Avusturya Macaristan İmparatorluğu 1000 Kron
Rusya Banknotları
Bu banknotu aldığımda bu haldeydi.Kötü şekilde bakmak işte bu hallere getiriyo kağıt paraları.Oldukça hassaslar.
14 Haziran 2015 Pazar
Klasik Arabalar (Lada Niva)
İlk üretildiği 1976 yılından itibaren neredeyse hiç değişiklik geçirmeden günümüze kadar gelebilen çok nadir olan araçlardan biridir.Sovyet Rusya'sından çıkıp birçok ülkeye ihraç edilen Lada Niva, gerek yüksek arazi kabiliyeti gerekse düşük fiyatıyla özellikle arazi severleri kendisine yıllar boyunca çekmiştir.Yoldaki ve arazideki başarısını yarışlarda da göstermiş olan Lada Niva ülkemizde de çok rağbet görmüştür.
Lada Niva veya VAZ-2121 (Rusça: Лада Нива, Niva (нива) Rusça "mısır tarlası") Sovyet/Rus otomobil üreticisi firmasıAvtoVAZ tarafından üretilen off-road aracıdır. Özellikle eski SSCB ülkelerinde oldukça popülerdir. Ayrıca Kanada (1998'den sonra satışı kalktı), Güney Amerika, İzlanda ve arazi şartlarının güç olduğu bölgelerde fiyatının uygunluğunun da getirdiği sonuçla popüler olmuştur. Avustralya gibi bölgelerdeyse çok değişik iklim şartları için üretilmesinin getirdiği sebepten dolayı klimasının yeterli gelmemesinden dolayı popülerliği sınırlı kalmıştır.
Off-road araçların dünyada bu kadar büyük oranda seri üretimde olduğu model olan Niva, monokok yapısı ile (ilki 1955'de GAZ-M-72'dır.) bağımsız ön süspansiyon ve bobin süspansiyonu ile günümüzdeki SUV'ların öncüsüdür.
Tarihi
Bütün Avrupa’da 2121 kod adıyla bilinen Niva, 1976’da zamanının yenilikçi teknik yetenekleriyle üretim bandından çıktı. Lada Niva, tasarımcıları tarafından bir Land Rover şasesine konmuş bir Renault 5 olarak tanımlandı.” Sürekli 4 çeker sistemi ve monokok gövde 1970’lerde sadece Range Rover ve bir iki markada daha vardı. Arazideki üstün yeteneklerine paralel cadde kullanımındaki kolaylığı sebebiyle aslında ilk SUV örneği olduğu da rahatlıkla söylenebilir.
İlk prototipler 1971-1972 arası üretilmiş 1.3 lt. Fiat motoru olan kanvas tavanlı modellerdi. 1973 yazında 1.6 lt motoru olan versiyon VAZ mühendisleri gözetiminde Özbekistan’da test edildi. Niva projesinin şefi Vladimir Sergeevich Solovev, şef tasarımcı da Valery Pavlovich Semushkine idi.
Niva çeşitli amaçlar için revize edilerek denendi. Bunlardan biri nehir anlamına gelen "2122" kodlu Reka’dır. Reka, 2101 sedandan alınan 60 hp’lik 1.3 lt gibi küçük bir motoru olan ve suda 9 km/s sürat yapabilen amfibik bir araçtır. Bu tür prototipler 70’lerden 1988’e kadar muhtelif konfigürasyonlarda üretilip askeri amaçlı testleri başarıyla geçtiler. Ancak, Reka gibi modellerin en büyük alıcısı olan Kızıl Ordu artık krizdeydi ve Reka asla seri olarak üretilemedi.
1993’te ilk cabrio Lada Niva, Avrupa’da satışa sunuldu. Motor hacmi 1700 cc’ye çıkarıldı ve tek noktadan enjeksiyonlu besleme sistemi yerleştirildi. Niva’nın ön konsolu, bagaj kapısı ve stop lambaları da değiştirildi. Ayrıca 1.9 Peugeot motoru kullanılan dizel bir Niva da üretildi. 1988’de uzun aks aralığı olan Fora adlı bir 3 kapı, Renegade tarzı kapısız ve tavansız prototipler de üretildi.
1994’te uzun şaseli 2131 kodlu 5 kapılı, 2 lt hacimli 100 hp’lik versiyon banttan çıktı. Çift kabin pikap, ambülans gibi uyarlamalar yapıldı. Sibirya’daki zorlu operasyonlar için wankel motoru olan 200 hp’lik büyük tekerli Niva March üretildi.
Yarışmalar
Lada Niva, uluslararası yarışmalarda da derece kazanmayı ihmal etmedi. 1980’lerde Fransız Lada-Poch’un hazırladığı, arkaya yerleştirilmiş 6 silindirli Porsche motoru olan Niva Proto Paris-Dakar Rallisi’nde zafere çok yaklaştı. 1981’de Briavoine ve Deliari’den oluşan takım kırılan radyatör yüzünden 3.’lükle yetinmek zorunda kaldı. 1982 ve 1983’te ise 2.’lik kupasını aldılar. Lartigue ve Giroux’dan oluşan takım ise 1986’da 4. oldu. Sonuç olarak yıllar içinde gücünü orijinal Lada motorundan alan özel hazırlanmış birçok Niva başarıya imza attı.
Son yıllarda bir Niva, İtalyan off-road sürat yarışını kazandı. Yarışı kazanan araçta da 300 bg’lik bir V8 Ferrari motoru vardı ve güç aktarımı her tekere özel 4’lü bir zincir aktarma ile sağlanmıştı.
(Vikipedi'den alınmıştır)
(Vikipedi'den alınmıştır)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)